Telefon: +90 232 330 40 10 GSM: +90 532 620 83 33 GSM: +90 505 221 03 10
info@mervebicer.com.tr
Anasayfa > Tüm Hizmetlerimiz > Kadın Hastalıkları > Adet Düzensizlikleri Tedavisi
Adet düzensizliği; menstrüasyon döngüsünün çeşitli nedenler ile bozulması olarak tanımlanmaktadır. Adet görme; hormonların düzenli ve dengeli bir şekilde çalışması sonucunda gerçekleşmektedir. Bu süreçte hiç adet görememe, adet döngüsünün periyodik şekilde yaşanmaması gibi durumlar adet düzensizliği şeklinde değerlendirilmektedir. Bunlarin yanı sıra adetin ilk birkaç yılı ve menopoz döneminden hemen önce (premenopoz dönemi) yaşanan düzensizlikler normal olarak kabul edilmektedir.
Kadınlarda fizyolojik ve biyolojik değişimler erkeklere oranla daha karmaşıktır. Bunun nedeni üreme sisteminin sağlıklı bir şekilde çalışması ve bu sürecin yaşanmasında salgılanan hormonların etken olmasıdır.
Kadında üreme sisteminde ve adet döngüsünde etkin olan hormonların başında hipofiz, tiroid ve adrenal bezlerin salgıladığı hormonlar gelmektedir. Bununla birlikte düzenli adet görülebilmesi için; yumurtalıklar, rahim, vajina ve vulva bölgelerinin sağlıklı bir şekilde çalışması gerekmektedir. Bu hormonlardan ya da organlardan herhangi birinde bozukluk yaşanması durumunda ise adet düzensizliği yaşanabilmektedir.
Özellikle üreme çağındaki kadınlarda yaşanan adet düzensizliği probleminin mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir. Bu nedenle 1 yıl içerisinde 2’den fazla adet düzensizliği yaşanması durumunda mutlaka alanında uzman bir hekime başvurmak gerekmektedir.
Normal adet kanaması her kadında farklı şekilde olmakla birlikte standart olarak kabul edilen bir süreç ve miktar bulunmaktadır. Bu noktada normal adet dönemi 2 ila 7 gün arası sürmektedir. Ancak spiral kullanan kadınlarda daha uzun adet kanaması yaşanabilmektedir. Kanama miktarı ise günde 3 ila 4 ped kullanımının yeteceği kadar olmaktadır. Aşırı kanama yaşanan kadınların da jinekolojik değerlendirmeye tabi tutulması gerekmektedir. Öyle ki her ay aşırı miktarda kan kaybeden kadınlarda çeşitli ciddi hastalıklar açığa çıkabilmektedir. Aşırı adet kanamasının başlıca nedenleri ise genellikle; pıhtılaşma bozuklukları, kan sulandırıcı ilaçların kullanımı olarak kabul edilmektedir.
Adet düzensizliği nedenleri fizyolojik olabilmekle birlikte aynı zamanda psikolojik faktörlere de bağlı yaşanabilmektedir. Adet düzensizliği yaşayan bir kadın hekime başvurduğunda pekçok birim değerlendirilmektedir. Bu süreç aşağıdaki şekilde ilerlemektedir;
- Hasta öyküsünün değerlendirilmesi
- Aile öyküsünün değerlendirilmesi
- Hormon bozukluklarının tanısı (TSH, FSH, LH)
- Meme gelişiminin değerlendirilmesi
- VKI (vücut kitle indeksi) değerlendirmesi
- Jinekolojik muayene
- Genital bölgenin radyolojik görüntüleme sistemleri ile değerlendirilmesi
- Polikistik Over Sendromu, Asherman Sendromu gibi durumların sorgulanması
Adet düzensizliği şikayeti ile doktora başvuran kadınlarda düzensizliğin nedenleri belirlendikten sonra nitelikli bir tedavi planlaması yapılmaktadır. Fizyolojik nedenlerin ortadan kaldırılması adına cerrahi yöntemler uygulanabildiği gibi, çeşitli ilaçların kullanımı ile de hormonal dengesizlikler ortadan kaldırılabilmektedir.
Adet düzensizlikleri içerisinde hiç adet olamama da bulunmaktadır. Kadınların adet döngüsünün sona ermesi ‘menopoz’olarak tanımlanmaktadır ve bazı kadınlarda 20’li yaşlarında dahi bu durum görülebilmektedir. Bu nedenle hiç adet olamama durumunda öncelikle bu durum sorgulanmaktadır. Ailede erken menopoz görülüyorsa, herhangi bir kronik hastalık durumu varsa ya da kemoterapi/radyoterapi vb tedavi süreçleri yaşanmışsa adet olamama durumu yaşanabilmektedir. Bunun yanı sıra sigara kullanımı, ideal kilonun çok altında ya da çok üstünde olma gibi durumlar da adet olamama nedenleri arasındadır.
Tıp literatüründe Amenore olarak tanımlanan adet olamama; nedenlerinin belirlenmesi sonucunda çeşitli yöntemler ile tedavi edilebilmektedir.
Düzenli adet döngüsü genellikle 21 ila 28 gün arasında yaşanmaktadır. Bu döngüde yaşanan gecikmeler adet gecikmesi olarak tanımlanmaktadır. Adet gecikmesinin senede 1 ila 2 kez yaşanması doğal olarak kabul edilmekle birlikte tekrarlayan durumlarda mutlaka mutlaka alanında tecrübeli bir hekime başvurmak gerekmektedir.